YÖNETİCİ BECERİLERİ

Bir Klasik Model

Klasik şeyleri severim. Çünkü geçerliliklerini korurlar. Yeniler de çıkar ortaya ama klasikler öylece kalırlar. Amerikalı Robert L. Katz’in Harvard Businesss Review’da 1974 yılında yayınlanmış “Skills of an Effective Administrator” makalesi böylesine bir klasiktir. Etkin bir yöneti­cide bulunması gerek üç beceriden söz eder Katz. Bunlar, kavramsal beceriler, insan İlişkileri becerileri ve teknik becerilerdir. Aslında fazlasına gerek yoktur. Yöneticileri bu üç boyuta göre seçmek ve değerlendirmek yeterlidir bence. Çevreme baktığımda bu boyutlarda boş öylesine çok yönetici görüyorum ki.. Bu nedenle, bu haf­ta bu konuda yazmak istedim.

Kavramsal Beceriler

Bir Microsoft yöneticisi şöyle demiş. “Şirketin her bir parçasının kendi başına bir yaşamı var­dır. Ama Bill (Gates) bunları bir arada tutan ya­pıştırıcıdır.” Kavramsal beceriler, organizasyona bir bütün olarak bakmayı ve parçaları arasında ilişkiyi görmeyi kapsar. Yöneticinin düşünce ve hayal gücünü ölçer. Eğer doldurulan koltuk or­ganizasyon şemasının üst noktalarında ise bu boyutun önemi daha da artar.

Yönetici, başında bulunduğu birimi, organi­zasyonu hedefine ulaştırmak için kaptan köş­künde oturan kişidir. Bir taraftan yönettiği ge­minin kapasitesini bilecek, öbür yandan gemi­nin rotasını belirleyerek gemiyi o limana yö­neltecektir. Gemi ve kaptan sadece bir benzet­imedir. Gerçek yaşamda, bir organizasyonun yönetimi çoğu kez kaptanlıktan daha da zor­dur. Çünkü her şey yöneticinin kafasında şekil bulur. Gideceği limanı seçmesi, ortamı değerlendirmesi hep düşünce katında oluşur. Kavramsal beceriler, bu katın ne ölçüde zengin ve çok boyutlu olduğunu gösterir.

Yöneticilik, insan İşidir. İşiniz gücünüz insanlardır. Çünkü organizasyon, insanlardan oluşur. Tüm İşleri yönetici değil, ona bağlı insanlar yapar, ‘”Alet, işler; el, övünür” derler. Aynı mantık çerçevesi içinde, “Eleman, çalışır; yönetici, övünür.” Yönetici elemanlarını çalıştırmasını bilen kişidir. Elemanı­nı ateşleyecek, konulan hedefe yöneltecek olan yöneticidir, çalışanına yol gösterecek, morali bo­zulduğunda elinden tutarak şevke getirecek yine yöneticidir. Elemanları arasında bir sorun çıktı­ğında araya girip sorunu giderecek kişi de yöne­ticidir. Bu nedenle, yöneticinin insan ilişkilerinin çok güçlü olması gerekir.

İyi yönetici, insanı sever. İnsanlar da iyi yöne­ticiyi sever. Çünkü iyi yönetici “iyi insandır”, in­san gibi insandır. İnsanlarla iletişimi güçlüdür. İyi yönetici; iyi dinler; iyi dinletir, İnsan ilişkileri köklüdür, yüzeysel değildir. Birlikte çalıştığı İn­sanların başı derde girdiğinde, gitmek için ilk ak­la gelen kişilerden birisidir. Yine birlikte çalıştığı insanların başına güzel bir şey geldiğinde, bu mutluluklarını paylaşmak için gittikleri ilk kişilerden birisidir.

Teknik Beceriler

Bir işi yaparken gerekli teknik bilgi ve beceriyi kapsar. Bu, yön­tem, teknikler ve kullanılan araç­ları bilmek demektir. Başında bu­lunduğunuz fonksiyona göre tek­nik beceriler çeşitlilik gösterir. Örneğin, pazarlama bölümünün başında iseniz bir pazar araştır­masında kullanılacak teknikleri biliyorsunuz demektir. İnsan kay­nakları fonksiyonundan sorumlu iseniz, İş Yasası’nın getirdiği zorunlulukları kavramışsınızdır. Üretim biriminin başındaysanız, kullanılan robotların neleri yapıp, neleri yapamayacağından eminsinizdir.

Bu bölümdeki beceriler, “inşallah ve maşallah” ile gargaraya getirilemeyecek kadar tekniktir. Yöneticinin, sebep sonuç İlişkisini kavramış ana­litik bir kafa yapısına sahip olmasını gerektirir.

Çevremizdeki Yöneticiler

Şimdi çevrenizdeki yöneticilere bakınız. Önce bölümünüzün yöneticisini, sonra da şirketinizin en tepesindeki kişiyi değerlendiriniz. Yukarıda saydığım üç boyutta, her birisine 10 üstünden not veriniz; toplam not 30 olacaktır. Eğer bölüm yöneticinize verdiğiniz toplam not 15’in altında ise size tavsiyem bölümünüzü değiştirin. Eğer şirketinizin en tepesindeki kişi 15’in altında not almışsa, şirketinizi değiştirme yollarını araştırın. Çünkü kılavuz kargalar ne sizi, ne de şirketi esenliğe kavuşturur.

Şimdi değerlendirme çemberinizi genişletin. Şehrinizin yöneticilerine bakın, örneğin belediye başkanınıza. Büyük bir şehirde yaşıyorsanız du­rum daha da ilginç olabilir. Belediye başkanınız şehrinizi nereye götürdüğünün farkında mı? Siz farkında mısınız? Yönetici, şehrinizi tüm parça­ları ile birlikte düşünebiliyor mu? Şehrin büyük­lüğünü kavrayabilmiş midir? Örneğin, şehrin merkezindeki alışveriş merkezlerine izni, getire­ceği trafik yükünü düşünmeden mi vermektedir? Bu hesabı, gerçek trafiği görmeden kağıt üstün­de yapabilecek kavramsal beceriye, zeka gücüne sahip midir? Kar yağdığında “evinizden çıkma­yın” Önerisinden farklı bir çözüm getirecek tek­nik bilgisi ve öngörüsü var mıdır? Yeşili, sadece kaldırım taşlarında bir renk olarak mı görmekte­dir? Dünyanın büyük büyükşehirlerindeki, kişi başına düşen park alanı ile kendi şehrindeki ra­kamı karşılaştırabilir mi? Sonucu göre göre, mevcut bir yeşil alana bina yapmanın yalnız hemşerilerine ayıp değil, tanrı katında da günah olacağını kavrayabilir mi? Hemşerilerinin büyük bölümünün, belediye başkanlarının onları bu dünyada rahatlatacak konulara eğilmesini istedi­ğini anlayabilmekte midir?

Peki, bu değerlendirmenizi yaptınız. Not düşük çıktı. Yukarıdaki, şirketlerde olan çözümü öneremeyeceğim. Şehri terk etme yollarını aramayın. Gelecek seçimde onun terk etmesinin yollarını araştırın. Tabii ortada şehir kalırsa...

Kaynak: Dünya Gazetesi - Yöneticinin Not Defteri Yazan: Dr. Uğur Tandoğan
ArabicChinese (Traditional)EnglishFrenchGermanItalianPersianRussianSpanishTurkish